CUMHURİYETİMİZİN 99. YILINI KUTLARKEN SORULARIM VAR

CUMHURİYETİMİZİN 99. YILINI KUTLARKEN
SORULARIM VAR

Türkiye Cumhuriyeti’nin 99. Yılını kutluyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti, çağı yakalamak isteyen ilericilik düşüncesinin önünde yenilmez kararlılığıyla bir bayrak olarak yürüyen Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük eseridir.

Cumhuriyetimiz, Yüce Atatürk’ün deyişiyle “sonsuza kadar” yaşayacaktır.

Ancak, Cumhuriyet’in Türk Ulusu’na özgür bir ülkenin insanları olarak kazandırdıklarına, toplumsal yaşayışımızdaki modern yapıya alışamayan ve aklının gerisinde Atatürk düşmanlığı, din devleti anlayışıyla teokratik yönetim özlemi taşıyanlar, ulusumuzun gelişmesinin önünde büyük bir engel olarak varlıklarını sürdürmekte inat ediyorlar.

Birgün gelecek bugünkü inatlarında direnenler ve haksız bir biçimde Atatürk’ü eleştirenler, O’na yalanlarla, iftiralarla yüklenenler utançlarından yerin dibine girecekler, özürler dileyecekler, ama kendilerini kurtarmaya özürleri yeterli olmayacaktır.

Soru: Ülkesini seven ve kalkınması, ileri gitmesi için özveriyle, namusluca çalışan insanlarımızı bazı insanlar ve topluluklar anlamakta zorluk çekiyor. Niçin?

Soru: Mustafa Kemal Atatürk’e ve O’nun kurduğu Cumhuriyet’e niçin bu kadar karşıdırlar?

Soru: Mustafa Kemal Atatürk’e ve Cumhuriyeti kurarken güvenle görev verdiği ve ülkeye hizmet eden insanlarımıza niçin saldırmaktalar?

Soru: Batmakta olan ve büyük borçlanmalarla birçok varlığı elden çıkmış ve topraklarının büyük bir bölümü işgal altına düşmüş, tam bir sömürge haline gelmişken, Sevr gibi bir bıçak ağzında boğazlanırken Mustafa Kemal Paşa liderliğinde ölümlerden, yıkımlardan, işgalden kurtarılan ve özgürlüğüne kavuşturulan ve Cumhuriyet Yönetimi sayesinde Dünya Ulusları arasında saygın bir yere kavuşturulan bu yüce vatanı sevmeyi niçin bir ibadet haline getiremiyorlar?

Soru: Yüce Atatürk’ün Osmanlı Devleti’ni sömürgeleştiren yapısıyla Türkiye Cumhuriyeti’ne dış borç olarak kalan yükümlülüklerini öderken, ölçülü bir kalkınma modeliyle, kendi yağıyla kavrularak, bütçe dışına çıkmadan ve dünya paraları karşısında değerini koruyarak, özel sektörün de önünü tıkamadan Devletçi ekonomik yatırımlarla ülkeyi onarmasından niçin bu kadar rahatsız oluyorlar?

Soru: Cumhuriyet Türkiyesi’ni yönetenler yollar, köprüler, demiryollarından başlayarak ülkemizde ulaşımın kolaylaştırılmasını sağlamadılar mı?

Soru: Fabrikalar kurmadılar mı?

Soru: Şeker fabrikaları, dokuma fabrikaları, demir çelik fabrikaları, çimento fabrikaları kurmadılar mı?

Soru: Mühimmat ve fişek fabrikaları, Tersaneler, uçak fabrikaları, havacı tamirhaneleri kurmadılar mı?

Soru: Kiremit fabrikaları, elektrik santralları, demir çelik fabrikaları, kömür ocakları işletmeleri kurmadılar mı?

Soru: Cumhuriyetin ilk on beş yılında kömürde yüzde 100’e, kromda yüzde 600’e, diğer madenlerde yüzde 200’e varan üretim artışı sağlandığını, demirde sıfırdan 180 bin tona ulaşıldığını ve bu üretimler sayesinde kalkınma yüzdesinin yer yer yıllık yüzde yedi ile yüzde on beşe varan bir yükselti / kalkınma sağladığını bilmiyorlar?
Şeker üretimi üç yıl gibi bir zaman aralığında beş bin tondan doksan beş bin tona çıkarken, tekstil sanayii sayesinde ülkenin ihtiyacının yüzde sekseni karşılanır duruma gelmiş, tekstil dış alımı (ithalat) elli bir milyondan on bir milyona gerilemiştir. Ülkemizin kalkınmasına sağlanan faydayı göremiyorlar mı?
Soru: Bunları niçin bilmiyorlar ya da yok saymaktan geliyorlar?

Pamuk, yün ve ipek üretiminde artan yüzdeleri ve sağlanan faydaları yazmıyorum; merak edin ve bir araştırın lütfen efendiler!

Soru: Şakir Zümre fabrikasından başlayarak cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan bazı fabrikalarımızı sıralarsak cumhuriyeti benimsemeyenler utanır mı acaba?

Ankara havagazı fabrikası, İstanbul Otomobil Montaj fabrikası, Kırıkkale Elektrik santralı ve Çelik fabrikası, Kayaş Kapsül Fabrikası, Nuri Killigil tabanca, havan mühimmat fabrikası, Bursa süt fabrikası, İzmit Paşabahçe Şişe cam fabrikası temeli atılışı (1934). Daha onlarca fabrika var sıralanacak.
Peki! Bugün bu fabrikalar nerede? Sattınız, sattınız, sattınız! Yerli işbirlikçilerinize, yabancı sermaye sahiplerine sattınızzzz!

Satılacaklar da bitti, deniz de! Siz sağ biz selamet! Geleceğe bakıyoruz milletçe.
Cumhuriyetin 99. Yılında varlık içindeki Türkiye’de yatağa aç giren çocuklar her geçen gün çoğalıyor.

Gözünüz aydın olsun gözü doymazlar!

Yerli malı haftaları yok artık, ama Cumhuriyetin 99. Yılını kutlamamızı Atatürk’ün bir sözüyle noktalayalım:
“Türk Milleti, Türk Malı Alın, Türk Parası Türk Ülkesinde Kalsın!”

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!
Yaşasın Türk Milleti!

29 Ekim 2022
Ahmet Nişancı