Ahmet Nişancı
Doğru Bakış
27 Haziran 2022
TARİHTEKİ ZALİMLİKLER VE GÜNÜMÜZÜN ZALİM EGEMENLERİ ¬¬(1)
Dini inançlardaki aşırılıklar her dönemde dinine aşk derecesinde derin ve keskin anlayışlarla /anlayışsızlık demek daha doğru olur/ bağlı insanlar doğurmuştur.
Yaşadığı toplumda ileri düzeyde yer alan hatta yönetici olan bu insanlar inandıkları ve izledikleri dinin kuralları içinde yaşam sürerken önce bağlı olduklarını söyledikleri bu dinin öncülerini, peygamberlerini incitecek biçimde dinin kurallarını çiğnediler ve iktidarlarını sürekli kılabilmek adına dinin gücüyle egemen olanlar dine yeni anlamlar yükleyerek değişime uğradılar ve toplumu kendilerine bağımlı bir hale getirmeye çalıştılar. Kendileri gibi düşünmeyen ve kendilerinin sürekli egemenliğini tanımayanları (biat etmeyenleri), yalanlar ve sahte deliller uydurarak karaladılar, dışladılar, hatta çeşitli işkence yöntemleriyle, sürgünlerle, zindanlarla, ölümlerle yaşamlarını zehir ettiler; kendileri için yeni bir din yarattılar: Zalimlik.
Zalimler, iktidarlarını sürekli kılmak için sağlıklı ve güvenli bir toplum yönetim anlayışlarını giderek kaybederler, diktatörleşirler ve öyle bir an gelir ki insanlıklarını yitirirler.
Dinler insanlık tarihiyle başlıyor. Dinler gerçek anlamda bir toplum öğretisi olarak değerlendirildiğinde insanların özgür, adil ve doğruluk içinde yaşamasını sağlayacak, güzel ve iyi ahlak örnekleri sunan bir felsefedir. Oysa zalimlikleriyle tarihte pek çok örneği görülen bu kişilerin yaptıklarına bakıldığında insanlığı dehşete düşürecek bir vahşetle karşılaşıyoruz.
Bu zalimler, insanlık tarihinin her devrinde ve her coğrafyasında hiçbir dinsel öğretiye bağlı olmaksızın kendileri için hiçbir sınır koymaksızın insanlara eziyet ederek egemenliklerini sürdürmüşlerdir.
Eski Yunan’da bilge kişiliğiyle, erdemli yaşayışıyla toplum önderliğinde büyük bir değer olan Sokrates (M.Ö: 469-399), Atinalı Komutan Anytos ve Atina toplumunun ileri gelenlerinden genç bir kişilik olan Meletos’un din karşıtlığı yaptığı ve gençleri baştan çıkardığı suçlamasıyla yargılanacak ve ölümle cezalandırılacak, baldıran şerbeti ile zehirlenerek öldürülecektir.
Meraklıları için Sokrates’in öğrencisi Platon’un yazdığı “Sokrates’in Savunması” önemli bir eserdir.
Batıda dindar Hıristiyan Kilisesinden bir başka zalimlik örneği
Michael Servetus’un (1509-1553 İspanya) zalimce öldürülüş gerçeğidir.
Latince, Yunanca, Arapça, İbranice dillerini bilen İspanyol İlahiyatçı, Doktor ve Coğrafya Bilgini olan Michael Servetus “Hıristiyanlığın Özüne Dönüş” kitabındaki öngörü ve önerileri nedeniyle dindar Kilise taraftarları ve yönetenleri tarafından dine karşı olduğu gerekçesiyle kitabıyla birlikte diri diri yakılmıştır.
İtalyan filozof, rahip ve gökbilimci Giordano Bruno’yu “Her Şey Tanrısal Kuvvetin Görünüşüdür.” düşüncesinden ötürü Kilisenin dindar anlayışına uymadığı gerekçesiyle Kilise Yönetenleri tarafından dindarlık adına diri diri yaktılar.
Daha pek çok örnek var batıdan.
Örneğin; İtalyan Astronom, Fizikçi, Mühendis, Matematikçi Filozof Galileo Galilei (1564-1641) ve Modern Kimya’nın Kurucusu Fransız Kimyager Antoine Lavoisier (1743-1795) gibi.
Batıdaki bu haksız, adaletsiz, insanlığa yakışmayan öldürmeler zalimliğin zaman ve coğrafya tanımadığının çarpıcı ve dehşet verici örnekleridir.
Yarın yazımın ikinci bölümünde Doğu coğrafyasında ve özellikle Müslüman toplumlarda yaşanan zalimlikleri ve günümüzün zalimlerini anlatacağım.